Türkiye’nin enerji arzının dörtte üçünün ithal kaynaklardan sağlandığını belirten SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, “Ülkemiz çok büyük bir yenilenebilir ve enerji verimliliği potansiyeline sahip. Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapılarak hem yerel kaynaklar harekete geçirilebilir hem enerji arz güvenliği kuvvetlendirilebilir. Böylece ticaret daha dengeli hale getirilebilir. Yeni ekonomik faaliyet alanları ve istihdamda artış sağlanabilir. Sonuçta çevre kalitesinin iyileştirilmesine de fayda sağlayacaktır.” dedi.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nin birlikte düzenledikleri ‘Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapmak: Türkiye için fırsatlar’ toplantısı İstanbul’da düzenlendi.
Toplantıda, enerji dönüşümünün ekonomiye, iş dünyasına ve sürdürülebilirliğe faydaları tartışıldı. Yenilenebilir enerjinin entegrasyonu, altyapı/kapasite yatırımları ve finansman kaynaklarının düşük karbonlu çözümlere kaydırılması gibi konular masaya yatırıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın da katıldığı etkinlik, SHURA ile OECD’nin ev sahipliğinde yapıldı. OECD’nin ‘İklime Yatırım, Büyümeye Yatırım’ raporunun açıklandığı toplantıda, doğru politikalar ve teşvikler, özellikle de tutarlı iklim politikasıyla birlikte güçlü mali ve yapısal reformlar uygulamaya konulduğunda, hükümetler bir yandan iklim değişikliği riskini ciddi ölçüde azaltacak büyümeyi yakalarken, diğer yandan da ekonominin kısa vadede gelişmesi, yeni istihdam alanları ve çevre kalitesi ile ilgili faydalar sağlanabileceğine dikkat çekildi.
OECD Çevre Direktör Yardımcısı Anthony Cox, “İklim değişikliğiyle mücadelenin kalkınma politikalarına entegre edilmesi, ekonomiye yük olmanın aksine, önemli ölçüde olumlu etkileri olacaktır. Küresel ısınmayı 2 derecenin altına çekmeyi hedefleyen ‘kararlı dönüşüm’, G20 ülkeleri genelinde mevcut politikaların devam ettirilmesi halinde, 2050 yılına gelindiğinde uzun vadeli GSYİH’yı ortalama yüzde 2,8 oranında artırabilir. İklimin yaratacağı olumsuz etkileri en aza indirmenin olumlu sonuçları hesaba katıldığında ise, GSYİH üzerindeki net etki yaklaşık yüzde 5’e çıkabilir.” dedi.
Rapora göre, sürdürülebilir ekonomik büyümenin şartlarından biri, önümüzdeki 10 yılda modern, akılcı ve temiz altyapıya yatırım yapılması. Küresel düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için 2030’a kadar yıllık ortalama 6,3 trilyon dolar değerinde altyapı yatırımı gerekiyor. Aynı dönemde yılda 0,6 trilyon dolar ek yatırım, tüm yatırımları iklimle mücadele için uyumlu hale getirebilir. Bu sayede büyüme, verimlilik ve çevre kalitesi yönünden kısa ve uzun vadede kazanımlar elde edilecek.
Raporun tamamına şu adresten ulaşabilirsiniz: